Cumhuriyet Giydirmek….
Fes, kalpak, şapka, başörtü, kravat, takunya, çarık, ayakkabı, önlük, üniforma, ipek, pamuk, yün, keten…Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte ülkemiz Türk giyim tarzı ve estetiğinde büyük değişim yaşadı. Türkiye Araştırmaları Merkezimiz “Türkiye Cumhuriyeti'nde Gündelik Yaşam: Cumhuriyet'i Giydirmek" konuşma serisiyle yüzyıllık moda yolculuğumuza mercek tutuyor.
Türkiye Araştırmaları Merkezimiz toplumsal tarih tema, yöntem ve kavramları ile yakın dönem Türkiye tarihi konulu çalışmalar yürütmeye devam ediyor. Her yıl belli bir temaya odaklanan periyodik toplantıları, geniş katılımlı çalıştay ve sempozyumlara ve kalıcı verimleri olan projelere dönüştürerek fark oluşturuyorlar. “Türkiye Cumhuriyeti’nde Gündelik Yaşam” temasıyla yapılan konuşma serileri bu yıl “Cumhuriyet’i Giydirmek” başlığıyla sürüyor. Giyim kuşam pratiklerinin tarihsel doğasına bakmayı planlayan toplantı serisi, kıyafet devriminden beden politikalarına, giyinme/örtünme ile ilgili kültürel normlardan modanın ekonomi-politiğine bir dizi meseleyi bireysel, toplumsal, hukuksal ve siyasal düzlemlerde ve tarihsel bağlamı ile ele almayı hedefliyor. Fes, kalpak, şapka, başörtüsü, kravat, takunya, çarık, ayakkabı, önlük, üniforma, ipek, pamuk, yün, keten… gibi uzayıp gidecek giyim kuşamla ilgili maddi kültür unsurlarının cumhuriyet tarihi boyunca üretim, tüketim, kullanım, temsil ve dönüşümleri “Cumhuriyeti Giydirmek” başlıklı konuşma serisinde işleniyor.
100 Yılda Giyim Kuşam
13 Aralık 2023 tarihinde gerçekleştirilen serinin ilk söyleşisine gazeteci, yazar ve sosyolog Oya Baydar konuk oldu. Moderatörlüğünü Doç. Dr. Sayın Mustafa Göleç’in üstlendiği toplantıda Baydar, “Şapka Giy!’ Komutundan Blucin Kardeşliğine 100 Yılda Giyim Kuşam” başlıklı bir konuşma yaptı. Dünyadan örnekler vererek konuşmasına başlayan Baydar, merakla beklenen “Cumhuriyet kurulduktan sonra bizi kim giydirdi? Nasıl giydirdi? Modeller nereden alındı? Üstümüze ne kadar uydu? Ne kadar uymadı?” sorularına da yanıt verdi.
Toplumsal Mühendislik
Dünyadan örnekler vererek konuşmasını sürdüren Baydar, bütün ülkelerde modanın zaman içinde değişikliğe uğradığını belirtti. Arjantin için futbolun sadece ‘futbol’ olmadığını dile getiren Baydar, “Türkiye'de Cumhuriyet tarihinde modalar, giyim, kuşam da sadece giyim, kuşam ve moda değildir. Bundan çok daha derin bir şeydir. Sosyolojik olarak çok farklı bir toplumsal gelişme sürecinin tablosunu önümüze seren bir şeydir. Bütün ülkelerde modalar değişir ama bizde bambaşka bir şeydir. Bizim giyimimiz, kuşamımız çok daha derin bir toplumsal dönüşümün ürünü olarak ortaya çıktı. Kılık kıyafet meselesi önce komutla bir toplumsal mühendislik projesiyle başladı. Bu konu bizde diğer bütün konularımız gibi ideolojik bir temelde gelişti. Toplumsal mühendislik çabaları çok sancılı olur. Çoğu zaman da giydirilmek istenen elbise bize tam uymaz” ifadelerini kullandı.
Toplumumuzun Fay Hatları...
Ülkemizde bugün hâlen içinden çıkılamayan fay hatlarının olduğunu söyleyen Baydar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Batıcı Laik ve Muhafazakâr Müslüman ikilemi, en önemli fay hatlarından biridir. Bu derin fay hattı, Cumhuriyet boyunca çok şey kaybetmemize yol açtı. En azından birbirimizden korkmamıza yol açtı. Cumhuriyet'i giydirirken, 100 yıl öncesinden günümüze kadar gelen Batıcı Laik ve Muhafazakâr Müslüman, fay hattı zaman zaman şiddetlenen sarsıntılara neden oldu. Bunun artçılarını da hâlen yaşıyoruz. Bu fay hattının etkinliği hiç değilse giyim kuşamda hafiflemiş görünüyor. Artık hepimiz blucin giyiyoruz.”
Dünya Global Köye Dönüşürken…
Tarihten kesitler sunan Baydar, modaların ülkelerde bölgesel farklılıkları yansıttığına işaret ederek ülkemizde bölgesel farklılıkların yanı sıra sınıfsal ve ideolojik faktörlerin de etkili olduğuna vurgu yaptı. Baydar, dünya global bir köye dönüştükçe giyim kuşam meselesinde çok büyük değişimler olduğunu belirtti. Baydar, en fazla direncin ise dini motiflerin güçlü olduğu geleneksel toplumlarda yaşandığını aktardı.